Abstract
Bilim ve teknolojideki hızlı değişme ve gelişmeler, toplumsal yapıyı etkilemek suretiyle eğitimin amaçlarında, yöntemlerinde ve öğretmenin geleneksel rollerinde değişmelere yol açmaktadır. Örneğin, çağdaş eğitim ilkelerine göre görev yapmak durumunda olan bir öğretmen, öğretme-öğrenmeyi gerçekleştirmekten daha çok ortam üstlenen bir kaynak kişi durumundadır (Oğuzkan, 1987, s. 363). Üstlendiği yeni roller, "Milli Eğitim mekanizmasının motoru" (Varış, 1983, s. 7) olarak tabir edilen öğretmenin eğitim sistemi içindeki konumunu daha önemli kılmakta ve dikkatlerin öğretmen yetiştirme üzerinde toplanmasına neden olmaktadır. Bilim ve teknolojideki hızlı değişme ve gelişmeler, genelde, eğitime çağdaş bir görünüm kazandırırken, özelde, öğretmen yetiştirme sistemini de etkilemekte; bunun sonucu olarak, öğretmen yetiştirmede teknolojik gelişme ve olanaklardan giderek artan bir biçimde yararlanma yoluna gidilmektedir. Öğretmen yetiştirmede teknolojik gelişme ve olanaklardan yararlanılması ve bunun ülkemize yansıması ne durumdadır? Bu yazı ile bu soruların cevaplandırılması amaçlanmıştır.