Abstract
Türkiye'de, ders kitapları, yazımlarından-basımlarına; dağıtımlarından- ederlerine; uygulanmalarından-verilerine değin ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Bunların içsel (içerik) ve dışsal (fizik) yapılarından etkilenen insanlarımızın sayısı çok fazla.
Ders yapıtlarından yakınmalar duyuluyor. Ülkemizdeki okuma alışkanlığının azalmış olmasının bir ucunu buna bağlayanlar var. Ders kitaplarının çekiciliğinden çok, iticiliğinin öne çıktığı yargısı yaygın. Yürürlükteki ders yapıtlarının öğrencileri ezberciliğe sürüklediği ileri sürülmektedir. Sorgulayan, eleştiren, düşünen, araştıran, üreten ve yaratan bireylerin yetişmelerinde kaynak olamamakla suçlanmaktadır, bu kitaplar. Bunlara, -çağdaş Türk insanının yetişmesine yeterli katkı sağlamadığı için-, "standartlaştırılmış keçiboynuzu yapıtlar" diyenler de çıkıyor.