Abstract
Son zamanlarda eğitimcileri artan ölçüde ilgilendiren konu, yaşamın tüm alanlarında ortaya çıkan hızlı değişimdir (1-2). Bu değişimler, nüfus artışları biçiminde, siyasal ve kültürel etkinliklere giderek artan halk katılımı biçiminde ve sosyo-kültürel alanlarda görülmektedir. Bu sosyo -kültürel değişimin bir sonucu olarak hem toplumların kendi içinde hem de farklı refah düzeyindeki uluslar arasında eğitim eşitliğine yönelik geniş talepler olmaktadır. Değişim aynı zamanda iletişimde, bilimsel ve teknolojik alanlarda, tüketim mallarına olan talepte ortaya çıkmaktadır. Bu değişimlerin bir sonucu olarak bazı işlerin, mesleklerin ortadan kalktığı ve yeni tür becerilere gereksinim gösteren yeni işlerin ortaya çıktığı görülmektedir.