Abstract
Atatürk, devletin geleceğini, ulusun yaşama düzenini milli eğitime bağlı gördüğünden, Kurtuluş Savaşı'nın daha ilk anlarından itibaren milli eğitim sorunlarına eğilmiştir. Düşman ordularının Anadolu'dan çıkarılmasından sonra bazı kimseler, eski yaşam şeklinin ve geleneklerinin aynen devam ederek yaşama standartlarının yükseleceğine inanıyorlardı. Atatürk böyle bir görüşü sakıncalı görüyordu. Ulusun kurtuluş savaşında kazanmış olduğu heyecanı devam ettirmek ve değerini yitirmiş yaşam biçimi ile savaşmak gerektiğine inanıyordu. Atatürk böyle bir savaşın heyecanını o kadar kuvvetli duyuyordu ki, «vatanı kurtardınız şimdi ne yapacaksınız» sorusuna Milli Eğitim Bakanı olarak çalışmak en büyük amacımdır demiştir. Atatürk Milli Eğitim Bakanı olmamasına rağmen, milli eğitim sorunları ile sürekli olarak yakından ilgilenmiştir.