Abstract
Verilen ahlak eğitiminde temel etmen olarak okulun toplumsal bir özellik taşıması - ilkesi ayrıntıları bakımından değil de genel esprisi bakımından - öğretim metotları sorununa da uygulanabilir. Böylece, zihin uğraşısı ve salt öğrenme yerine, yapma (inşa etme) ve yayma (başkalarına aktarma) önem kazanmış olur. İlk iki metodun, zihin uğraşısı ile salt öğrenmenin, aslında ne kadar bireysel olduğunu ve farkına varılmasa bile çocuğun hüküm verme ve eyleme geçme bakımından izlediği yollara nasıl belirli ve etkili biçimde yön verdiğini anlayamıyoruz. Aynı kitapları okumak, arka arkaya hergün aynı dersleri hazırlamak ve ezbere tekrar etmekle uğraşan kırk çocuğu gözlerinizin önüne getiriniz.