Abstract
Kuşkusuz çok devingen, sönmüş gibi görünüp de için için kaynayan, yanardağ misali bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyaya ayak uydurabilmek, kendimizi gerçekleştirebilmek için yaratıcı gücümüzden yararlanmamız gerek. Çağımızda pek çok araştırıcı insanın «kendi- kendini gerçekleştirmesi» kavramı üzerinde durmakta ve bunun için de, bireyin diğer insanlarla ilişkisinin önemini vurgulamaktadır (2,3,6).