Abstract
Bilimsel ve teknolojik gelişmeler çağdaş uygarlığın düşün ve duygu dokusunu etkilemekte; insanın evrene ve yaşamına bakış açısını köklü biçimde yeniden oluşturmaktadır. Bu durum, eğitim ve din alanında yeni sorunların doğmasına neden olmaktadır. Bilgi kazanma ve anlayış geliştirme araç ve yöntemlerimizin hızla etkenleştirilmesi düşün alanında gelişme ve değişmelere neden olmuş, bu da insan inancının düşüncel içeriğinin farklılaşmasıyle sonuçlanmıştır. Çağdaş insanın doğa ötesi kavramını yeniden değerlendirme gereksinimi ve toplumların laik bir nitelik kazanması sonuçta din ve eğitim orasındaki ilişkilerin yeniden düzenlenme gereksinimini yaratmıştır.