Abstract
Ödül ve cezaların davranış üzerindeki etkisini hemen herkes bilir. Ödül, izlediği davranışın yinelenme olasılığını artırır, ceza, ise bu olasılığı azaltır. Bu bir öğrenme ilkesidir. Ancak, belli bir davranışı izleyen ödülün bu ilkede belirtilen etkisi kesin olmayıp, bireyin davranışı ile ödül arasında bir nedensellik ilişkisi algılayıp algılamamasına bağlıdır. Diğer bir deyişle, kimi kişilerin ödül olarak algıladıkları bir olay, başkalarınca değişik algılanabilir ve izlediği davranış üzerindeki etkisi de değişik olabilir. Eğer birey, ödülü kendi davranış, yetenek ve çabalarının bir sonucu olarak görüyorsa, ödül, izlediği davranış üzerinde bilinen etkisini yapacaktır. Tersine, birey, ödülü kendi davranışından bağımsız, şans, talih, kader, ya da güçlü başkaları gibi, kendi dışındaki güçlerce uygulanıp denetlenen bir olgu olarak görüyorsa, böyle bir ödülün izlediği davranışın yinelenme olasılığını arttırmak gibi bir etkisi olmayacaktır. Kısaca, insanlar, ödül ve cezalar biçiminde, kendilerine olanların sorumluluğunu kendilerine ya da şans, kader, kısmet gibi kendileri dışındaki güçlere yüklemek eğiliminde olabilirler. Ödül ve cezaları denetleyen gücün kaynağını birey kendi içinde ya da dışında algılayabilir. Rotter (1966), bu gücün kaynaklandığı yere «denetim odağı» adını vermektedir. Konuya ilişkin yazında, denetim odağını, ağırlıklı olarak, kendi içerisinde algılayan kişilerden içten denetimliler, dışlarında algılayan kişilerden de, dıştan denetimliler olarak söz edilmektedir.