ÖZ
Türkiye’de yükseköğretim kurumlarına ayrılan kaynak son on yılda büyük oranda artmıştır. Bu artış, yeni üniversitelerin kurulmasına ve lisans öğrencisi sayısının hızla artmasına sebep olmuştur. Sonuç olarak, yerleşkelerde yeni binaların yapılmasına odaklanılmış, sınıf tasarımlarına yeterince önem verilmemiştir. Bu durum, SCALE-UP (Student-Centered Active Learning Environment with Upside-down Pedagogies) gibi çağdaş aktif öğrenme ortamlarının ihmal edilmesiyle sonuçlanmıştır.
SCALE-UP sınıfları, kalabalık lisans dersleri için tasarlanmış, teknolojiyle donatılmış, etkileşimli öğrenme ortamlarıdır. Bu sınıflar başlangıçta öğrencilerin fen bilimleri alanında işbirlikli problem çözme yoluyla öğrenmelerini sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. Bir SCALE-UP sınıfında öğretim elemanı aralarda dolaşır ve öğrencilere sorular sorar, çalışmalarını paylaşmaları için onları cesaretlendirir ve grup çalışması yaparak öğrenmelerini destekler. Bu pedagojik yaklaşım, öğrencilerin ders içeriğini öğrenirken aynı zamanda soru sormalarına ve akranlarıyla işbirliği yapmalarına olanak sağlar.
Bu çalışmada, SCALE-UP yaklaşımı gözlem, görüşme ve dokümanlar yoluyla deneyimsel nitel yöntem kullanılarak araştırılmıştır. Gözlemler bir dönem boyunca farklı SCALE-UP sınıflarında gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda, bu alanda dünya çapında bir ağ koordine eden SCALE-UP sınıflarının kurucusu ile görüşmeler de yapılmıştır. Ek olarak, ilk yazarın SCALE-UP sınıflarıyla ilgili tuttuğu günlükler de bilgi kaynağı olarak kullanılmıştır.
SCALE-UP sistemi küresel çapta popülerlik kazanmasına rağmen, Türkiye’deki üniversiteler için yeni bir kavramdır. Öğrenci başarısındaki artış ve bu modern ortamda öğrenme isteği, bu sınıfın önemini artırmaktadır. Sonuç olarak, Türkiye’deki üniversite otoritelerine ve öğretim elemanlarına SCALE-UP sınıflarının Türkiye çapında uygulanmasının yaygınlaştırılması konusunda önerilerde bulunulmuştur.
ANAHTAR KELİMELER
DOI: http://dx.doi.org/10.15390/EB.2016.6208