ÖZ
Toplumlarda ekonomik, kültürel ve sosyal kalkınmanın gerektirdiği yüksek düzeydeki insangücü geliştirme görevini üniversite ve yüksekokullar üstlenmişlerdir. Hemen hemen tüm ülkelerde (Bowles, 1963) ve Türkiye’de yükseköğretime geçişe tarihsel gelişim içinde bakıldığında, 1950'lere kadar çeşitli fakültelere girmek için yalnızca lise diplomasını göstermek, liseden iyi ya da pekiyi derece ile mezun olmak yeterli olmuştur. Ancak 1955'ten sonra, başvuran adayların sayısı yüksek öğretim programlarının kapasitesini aşınca başvuranlar içinden seçme işlemi gerekli olmuştur. Bu seçmenin daha iyi yapılabilmesi amacıyla yükseköğretime geçiş işlemi çeşitli aşamalardan geçmiştir (Mıhçıoğlu, 1969; 1974). Türkiye'de bu işlem şu anda,okul tür ve kol ayrımı yapılmaksızın Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından düzenlenen seçme ve yerleştirme sınavlarında öğrencilerin aldıkları puanlar, ortaöğretim başarı puanları, yükseköğretim programlarını tercih sıraları ve bu programların kontenjanlarına göre yapılmaktadır.