ÖZ
Tükenmişlik, duygusal tükenmeyle, duyarsızlaşmayla ve kişisel başarının azalmasıyla karakterize bir sendromdur. Öğretmenlik mesleği sürekli fedakârlık isteyen, etkili iletişim gerektiren ve duygusal olarak bireyi tüketen bir meslek olduğu için tükenmişlik durumunun ortaya çıkma olasılığı yüksek olan mesleklerden biri olarak kabul edilmektedir.
Bu çalışmada, öğretmenlerin tükenmişliklerinin “cinsiyet, yaş, mesleki kıdem, eğitim durumu, çalışılan okul türü, okulun bulunduğu bölgenin sosyo-ekonomik durumu ve branş” gibi değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma çeşitli illerden farklı branşlardaki toplam 163 öğretmenin katılımıyla gerçekleştirilmiştir.
Bu çalışmada iki farklı veri toplama aracı kullanılmıştır. İlk veri toplama aracı katılımcılarla ilgili demografik verileri toplamak için kullanılan 9 maddelik“Kişisel Bilgi Formu”, ikincisi ise, katılımcı öğretmenlerin tükenmişlik durumlarını belirlemek için kullanılan 22 madde ve 3 alt boyuttan oluşan “Maslach Tükenmişlik Ölçeği”dir.
Öğretmenlerin tükenmişlikleri ile ilgili modelde tükenmişlik puanlarına göre yüksek veya düşük grupta yer alma durumuna, duygusal tükenme alt ölçeği için “eğitim durumu”, duyarsızlaşma alt ölçeği için “okulun bulunduğu bölgenin sosyo-ekonomik durumu”; kişisel başarı alt ölçeği için ise “cinsiyet” ve “branş” değişkenlerinin anlamlı bir katkı sağladığı görülmektedir. Erkek öğretmenler duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarı alt boyutlarında kadın öğretmenlere göre daha yüksek puan almışlardır.
Öte yandan Bilişim Teknoloji Öğretmenleri tüm alt ölçeklerden diğer branş öğretmenlerine göre daha yüksek puan almışlardır. Bu öğretmen grubunun atamalarında yaşanan sorunların ve okullarda girdikleri Bilişim Teknolojileri dersinin kaldırılmış olmasının ve bu nedenle de çalıştıkları ortamlarda kendilerini boşlukta hissetmelerinin bu şekilde düşünmelerine yol açtığı sonucuna ulaşılmıştır.
Etkili öğrenmelerin gerçekleştirilmesinde teknoloji kullanımının rolü düşünüldüğünde, okulların hem diğer branş öğretmenlerine hem de öğrencilere rehberlik yapabilecek bir konumda olan BT öğretmenlerinin bu süreçteki olası katkılarından yoksun kaldıkları anlaşılmaktadır. Yüksek tükenmişlik duygusu yaşayan bu öğretmen grubunun bu duyguyla verimli olamayacağı açıktır. Bu saptamadan hareketle, özellikle BT öğretmenlerinin tükenmişlikleriyle ilgili gerekli önlemlerin alınmasının eğitimde kalitenin yükseltilmesi çalışmalarının önemli bir önkoşulu olduğu söylenebilir.
ANAHTAR KELİMELER
DOI: http://dx.doi.org/10.15390/EB.2014.2515