ÖZ
COVID-19 pandemisi hayatın her alanını olumsuz etkilemiştir. Eğitim de bu anlamda olumsuz etkilenmiş, kesintiye ve değişime uğramıştır. Dünyanın çoğu ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de eğitim sürecine yönelik radikal önlemler alınmıştır. Dolayısıyla eğitim paydaşları pandemi öncesine göre oldukça farklı uygulama ve öğretimsel faaliyetleri deneyimlemiştir. Bu noktada ilkokullarda genel önlemlerin dışında, zaman zaman farklı uygulamalar gerçekleştirilmiş (şehir merkezlerinde uzaktan, köylerde yüz yüze öğretim gibi), bu doğrultuda da sınıf öğretmenleri aynı zaman diliminde farklı deneyimler yaşamış ve öğretime farklı anlamlar yüklemişlerdir. Bu çalışmada sınıf öğretmenlerinin COVID-19 pandemisi sürecinde yaşadıkları öğretmenlik deneyimlerinin anlamlandırılması amaçlanmıştır. Betimsel fenomenoloji olarak desenlenen çalışmanın katılımcıları kartopu örnekleme yöntemleriyle belirlenmiştir. Eğitim düzeyi, görev yapılan okulun yeri, öğretmenlik yapılan sınıfın düzeyi, cinsiyet ve kıdem açısından çeşitlilik gösteren dokuz sınıf öğretmeni çalışmanın katılımcılarını oluşturmuştur. Çevrimiçi yöntemlerle gerçekleştirilen görüşmeler yoluyla elde edilen nitel veriler fenomenolojik veri analizi yaklaşımıyla çözümlenmiştir. Analizler doğrultusunda sınıf öğretmenlerinin pandemi sürecindeki deneyimleri ve bu deneyimlerine yükledikleri anlamlar “Gelişim Odaklı Olmak”, “Rehberlik”, “Öğretim Tasarımcısı”, “Çözüm Odaklı Olmak”, “İşbirlikli Süreç Yönetimi” ve “Sosyal Sorumluluk” temalarını oluşturmuştur. Bu doğrultuda sınıf öğretmenlerinin pandemi sürecinde djital okur-yazar kimliği geliştirdikleri, veli ve öğrencilere sosyal ve eğitsel rehberlik yaptıkları, teknoloji odaklı yeni yöntem-teknikler deneyimledikleri, süreçte yaşadıkları sorunlara bireysel çözümler ürettikleri, meslektaşları ile geçmişe göre daha çok dayanışma gösterdikleri ve toplumun farklı kesimlerine de hizmet vermeye çalıştıkları sonucuna ulaşılmıştır.
ANAHTAR KELİMELER
DOI: http://dx.doi.org/10.15390/EB.2024.12491